Godot’yu beklemek kavramı ile Avrupa’yı bekleyen insanların durumu arasında traji-komik bir bağlantı olması düşüncesinden ortaya çıkan “Beklerken”, SEAS ( Denizler ) projesi kapsamında Karadeniz ve Kuzey denizi ülkelerinin liman kentlerinde, açık ya da kapalı farklı mekanlara göre sahne düzeni her defasında yenilenerek oynanmak üzere geliştirilen, müzik, dans, ve performansa dayalı bir gösterim
Oyuna Yazar Birgül Oğuz’ün da katılmasıyla Tiyatro Oyunevi oyuncularının provalar boyunca yarattığı oyunlar doğrultusunda yazıldı. Oyuncular “beklerken” yapılabilecek herşeyi denediler. Anladık ki, beklemek zaten hayatın kendisi idi. Ölümü beklerken geçirdiğimiz zamandı. Ama nasıl geçiyordu? Biz Türkiye’de her şeye rağmen, yiyorduk, içiyorduk, dans edip şarkı söylüyorduk. Yani belki de düşünüldüğünün aksine –tıpkı pazar günleri, otoban kenarları dahil, tüm güzel açık alanları halkımızın güzelce kullandığı gibi- hayatı yaşayan bizdik, beklerken... Ama “Beklerken” hiç beklemeyecek, tıpkı aktörleri gibi, hep yolda olacak…
www.tiyatrooyunevi.com
Uzman Psikolog Alanur ÖZALP'in yazısı
Değişik, farklı, keyifli bir oyun. Böyle bir oyunu bizlere kazandırdığı için Mahir GÜNŞIRAY'ı kutluyorum. Tüm oyuncular muhteşem. Oyunda ayakta defalarca alkışlandılar. Özellikle Ayça DAMGACI en etkileyici oyunculardan biri. Oynarken bize o duyguyu,o anı tamamiyle yaşatıyor. Kaçırmayın diyoruz. Tiyatroya farklı bir yaklaşım doğru ve çok başarılı bir oyunculuk, tek kelimeyle muhteşem olmuş.